BuzzerBeater Forums

Furkan da toptan kaciyor simdilik.

Ersan'dan sonra en çok top kullanan oyuncuydu Furkan. Bir tutukluğu var, yeteneklerini her zaman tam anlamıyla yansıtamıyor ve üstüne oyuna girdiğinde oldukça durağan oynamaya başlıyoruz. Nitekim bu durağanlık 19 sayıyla kazandığımız maçta +/- hanesinde -9 ile bitirmesine sebebiyet verdi. (+/- tabii ki iyi bir istatistik değil ama bu durumu iyi yansıtıyor bana kalırsa).

Daha hızlı koşup, topu elinde daha az tutarak, uzundan perdeleme beklemeden (özellikle hazırlık maçlarında her p&r'u rakibin eline attı + uzunlarımızdan hayır yok zaten) daha bitirici bir rolde oynaması (bir moladan sonra böyle güzel bir orta mesafe atmıştı) verimini artıracaktır. Tabii bu maçta üçlük atması için bir set de uygulamadık sanırsam, bunları da ilerleyen maçlarda görebiliriz.

Bir de ikisini karşılaştırdığımdan değil ama Cedi iki airball attı, Furkan iki smaç vurdu diye Cedi çok kötü oynadı, Furkan da iyiydi gibi genel bir algı var çoğu insanda ama Furkan'ın bu durumu, Cedi'nin airballarından daha çok gözüme battı açıkçası.

Artilara gelirsek, bi kac yil once topu potaya firlatmaktan baska bir yetenegi olan Melih birebir oynamayi ogrenmis.

Melih'in birebirleri/pick&rollleri ancak savunan Japonya guardları ve Fazekas olursa bu kadar etkili olur. Diğer maçlarda bu işlere fazla kalkışmayıp görev tanımı içerisinde kalması oldukça önemli bence.

Wilbekin farkını hissettiriyor. Sertaç ve Semih faul kazandırsalarda pota altında çok yetersizler.

Bi yandan bizim maça bakarken, bir yandan da gözüm çapraz grubumuzdaki liderlik maçındaydı. Çok enteresan maçtı gerçekten. İlk yarıyı Yunanlar, ikinci yarıyı Brezilya oynadı denebilir. Özellikle 3.çeyrekte Brezilya mükemmeldi, 16 sayılık bir farktan geri geldiler, öne de geçtiler. Maç sonu çok çok enteresandı. Skor 79-76 Brezilya lehine iken, tam saha pres esnasında oyunculardan birisi Sloukas'a fazla hızlı girdi, o da şut gösterip üç atışa götürdü son hücumu. İlk ikisini atıp sonuncuyu kaçırınca Brezilya maçı 79-78 kazandı. Sonuç olarak bu maçı kaybedersek rakibimiz Yunanistan değil, Brezilya. Takımın yaş ortalaması aşırı yüksek, Alex Garcia, Marcelinho Huertas, Anderson Varejao (22s, 9r) ve tabii ki Leandro Barbosa takımın temeli. Eğer tempo yapabilirsek kazanabileceğimiz bir eşleşme.
Yunanistan Giannis'le oynamayı alışkanlık haline getirememiş gibi görünüyor, turnuva başlamadan önce sadece pota altına sabitleyip ribaund almasını isteseler, arada Calathes ile p&r oynatsalar bile işe yarar demiştim, yaramamış.

Olmadı ya ah be Cedi orada o faulü yapmıcaktın.

Tamam, bizim serbest atış kaçırma festivali de bittiğine göre...
10 yıldır milli maç izlerim, faul atabilen bir milli takım görmedim hiç, bu da enteresan. Onun dışında maça kötü başladığımız üçlük yüzdesi bile toparlandı sonradan.
Oyuncu oyuncu yazmak zor, ama bir iki tane artı ve eksi var;
Artı
Ersan: Muazzam oynadı, 4 faulle ABD gibi bir takıma ve Pop gibi bir koça karşı kendini iyi savundu. Zaten takımın en iyisi, bu maçta da gösterdi. 23 sayı attı, takımı ilk kez öne geçirdi, çok kritik ribaundlar ve hücum fauller aldı. Yıllardır NBA'de bir şekilde kendini tutmasının sırrı bu bence, oldukça istikrarlı bir adam ve kısa beşlerde 5 numara oynamak için biçilmiş kaftan.
Melih: İki maçtır beklentimin çok çok üstünde oynuyor, Obra etkisi sanırım bu. Yalnızca şut atmıyor, topu yere vuruyor, birebir oynuyor, oyun kurmaya çalışıyor vs. vs.
Scottie: Devşirme oyuncuya kesinlikle karşıyım ama bu maçı çok iyi oynadı, ilk iki üçlüğümüzün birini attı, birinin asistini yaptı. Zaten iyi bir kombo gard, bu maçı da, sakatlıktan dönmesine ve kendini hazır hissetmemesine rağmen iyi oynadı
Furkan: Sorumluluk almadığına dair laflarımı geri alıyorum, harika oynadı. Takımın en önemli silahı olma potansiyelini gösterdi, takımın iyilerindendi.
Eksi
Semih: Yazmaktan sıkıldım bunu ama, basketbol bu abiyi bırakmış. Ya tamam, Myles Turner sana 4 gömlek falan fazla gelir, zaten oyunda olduğu zamanda potaya bile döndürmedi, ama abi bari Barnes ile kalınca bir birebir falan oyna, bi iki pozisyonda Kemba ile kaldı, ittir içeri, pozisyon al, ne bileyim, yap bişey işte. Sertaç da çok iyi değildi ama baya mücadele etti, beyimizde o da yok.
Cedi: Uzatmada çok iyiydi, normal sürede baya kötüydü, en sonda kaçırdığı serbest atışlarla maça son noktayı koydu. Normal sürenin sonunda Tatum'a dengesiz girişi orada bitecek maçı uzattı. Hala umutluyum tabii, ama şu maç için performansı üzücü.

Ya faul yapmayacaksin ya faul atacaksın. Allah im ya. Isler karisti brezilya yunanistan i yendi. Kafalar karışık. Simdi cekya macinda da yorgun olacaz insallah iyi oynayabiliriz

Last edited by Kemalmbi at 09/03/2019 11:22:51

Çekya'ya kaybettik...
Amerika maçındaki tek sayılık mağlubiyet takımı çok yıpratmış hem mental hem fiziksel olarak.

Sırbistan Teodosicin yokluğunda İspanyaya kaybetti. Geçen ay şanssız bir sakatlık yaşamıştı.

Ve bu onları Polonya yerine Arjantin eşleşmesine itti. Bence kazanırlar ama Polonya'yı tercih ederlerdi diye düşünüyorum. Dengede denebilecek bir maçtı sonuca rağmen, Jokic sönük kaldı biraz, belki de Gasol etkisinden dolayıdır. O da Jokicvari bir performansla takımını galibiyete taşıdı (11-6-6). Bütün bu istatistiklerin arasında bence en değersizi ise Rubio, bu maçta bazı bölümlerde takımı sırtladı ama istikrar yetmezliğinden ölecek gibi bir hali var. Yani hiç güvenilecek bir oyuncu değil. Claver ise turnuva başında beri en çok dikkatimi çeken oyunculardan birisi.
Diğer taraf enteresan. Avustralya-Fransa maçı çok iyiydi. Avustralya son çeyrekteki oyununuyla kazandı ve bir üst turda Amerika'dan kaçmış oldu, rakipleri, Yunanlılardan elenecek kadar fark yemeyen Çekya olacak. Fransızlar son çeyreğe kadar Çekya maçı hesapları yaparken, bir anda Amerika'nın kucağına düştüler, yani ben Amerikalıların çok kolay şampiyon olamayacağını düşünüyordum, bazı Avrupa takımlarının en az onlar kadar şansı var, ama Fransa bu takımlardan biri değil.

Sonuç olarak;
ABD-Fransa
Avustralya-Çekya
İspanya-Polonya
Sırbistan-Arjantin eşleşmeleri oluştu. Favorim olan ekipleri de ilk sırada yazdım zaten.

]Yok artık Arjantin. Neredeyse her şeyi kusursuz yapıp şampiyonluğun en büyük favorisi sirbistani elediler. Inanılmaz bir turnuva oluyor. Dominik cumhuriyetiyle baslayan surpriz sonuçlara bir yenisi daha eklendi ve belki de en büyüğü. Öncelikle iyi bir oyun kurucunun önemini bize cok güzel gösterdiler. Campazzo bugun hatta bugunu bırakalım turnuva boyunca basketbol oynamadi şiir yazdı. 39luk Scola ise ne 39 u gardasim ben daha 27 yaşımı yeni bitirdim dercesine oynadı. Tabi arjantinde bu mac icin adi yazılacak cok isim var. Garino olsun vildoza olsun. Sirbistan tarihinin en iyi takımlarından biri buyuk bir sokla ceyrek finalde elendi. Bogdanovic ve jokic yetmedi. Bjelica ise benim icin soru işareti olarak kaldi. Gercekten bu kadar sorumluluk almasi gerekiyor muydu bu takımda kuskuluyum. Tek soyleyecegim helal olsun arjantin

Teodosic gibi iyi oyun kurabilecek bir PG olmayınca gene dağıldılar. Turnuvanın favorisi bana göre yine A.B.D. Biz çok büyük bir şansı kaçırdık. Geçmiş turnuvalarda geriden geldiğimiz için yine kazanacağız sandık ama ellerimizden kayıp gidince mental olarak tamamen çöktük. A.B.D maçını kazansak Çekya maçındada bu kadar yumuşak oynamaz ve kaybetmezdik.